Avrupa Birliği’nin üyesi olmasa da Schengen bölgesinin bir kesimi olan İsviçre’nin turistik Schengen vizesini almak için yapmanız gerekenler, temelde diğer rastgele bir Schengen vizesi için yapmanız gerekenlerden pek farklı değil. Fakat aracı şirketin, alışıldık malum şirketten farklı olması nedeniyle olsa gerek, biraz daha sabır gerektiren bir süreçten geçilmesi gerekiyor. Bu yazıda sizlere, Ankara’dan turistik Schengen vizesi alırken deneyimlediğim olayları ve süreci aktarmaya çalışacağım. Evet, İsviçre AB üyesi olmasa da verdikleri turistik vizeler Schengen kararında oluyor. Fakat İsviçre vizesinin aracı şirketi TLScontact, bilhassa randevu sürecini biraz değişik bir hale getiriyor. Ben sırasıyla kendi yaptıklarımı anlatmaya başlayayım. Vize başvurusu için randevu alma ve doküman toplama Bu kısmı birlikte götürmek yararlı olacaktır, yani…

İtiraf etmeliyim ki ‘Kişinev’e gidip de Cricova’ya gitmemek olmaz’ demek bana biraz “monşerce” bir yaklaşım üzere geliyor. Cebindeki her kuruşun hesabını yapmak durumunda olanlar yahut “dark tourist” prensiplerine sadık şahıslar için bir seçenek oluşturmamasını pek doğal karşılarım. Fakat, Kişinev’in ne kadar düz, ekstra tecrübeler sunmaktan uzak bir kent olduğunu kestirim ettiğimden, orada geçireceğim vakti boş geçirmemek için Tiraspol macerası dışında birşeyler aradım. Birkaç seçenek ortasından Kişinev’in çok da uzağına gitmenin gerekmeyeceği Cricova’da karar kıldım, hakikaten Cricova’daki şarap mahzenlerinin adeta yer altında apayrı bir kenti sakladığını evvelce okumuştum. Şayet cebinizde biraz harcayabileceğiniz Moldova Lei’niz kaldıysa, şarap seviyorsanız yahut Kişinev’de yapabilecek öteki birşeyiniz kalmadıysa, Cricova’ya bir ziyarette bulunmayı düşünebilirsiniz. Cricova nedir, neden…

COVID-19 nedeniyle yurtdışında bir yere gitmek uygunca zorlaştığından, herkes ülke içinde – ve mümkünse toplumsal aralı formda – birşeyler yapmaya yöneliyor haliyle. Bir günden başka güne yükselen kamp ekipmanı ve karavan fiyatları bunun ispatı. O denli görünüyor ki 2020 bu türlü geçecek, ben kendi adıma yıl bitmeden bir sefer olsun yurtdışına çıkabilmek için tüm kaideleri zorlasam da… “Ülkemizde de çok hoş yerler var, neden oraları görmüyosun” bana çok sorulan bir soru. Bunun tartışmasına girmemeye çalışıyorum, hakikaten benim seyahat mantığım salt hoş yerler görmek üzerine çalışmıyor. Öte yandan, 2020 yılının COVID nedeniyle kayıp bir yıla dönüşmesine gönlüm razı olmuyor, farklı ölçeklerde de olsa yeni bir yerler görmeye devam etmek, buralarda deneyimlediklerimi…

3 Baltık başşehrinin Old Town’larını karşılaştırdığımda hepsinin dikkat çeken bir özelliği aklıma geliyor. Tallinn‘deki en yeterli korunmuşuydu bence. Vilnius‘taki de en hareketli olanıydı. Riga Old Town’ı ve etrafı ise en yepyeni bina tiplerinin bulunduğu, mimari açıdan en çeşitli bölgeydi. Öte yandan coğrafik açıdan epey düz bir kent Vilnius ve Tallinn’in bilakis. Bu nedenle yürüyerek gezmesi nispeten kolay, öbür komşu ülkelerden farklı bir tat yakalama ihtimaliniz bulunuyor Riga’da. Baltık Denizi’nin Daugava Irmağı ile karaya girinti yaptığı bir noktada kurulmuş Riga, Estonya ile Litvanya’nın ortasında kurulmuş Letonya’nın başşehri ve en değerli kenti olarak tarih boyunca birçok sefer el değiştirmiş. Öbür Baltık ülkeleri üzere Alman kökenli nüfusun asırlarca ağır bir biçimde yaşayıp silinmeyecek…

Son güncelleme tarihi: 7 Ocak 2020İskandinavya ülkeleri olarak bilinen ‘refah’ ülkelerine yaptığım seyahatlerden Norveç’in başşehri Oslo’ya yaptığım, aklımda en çok yer edenlerden biri oldu. Zira Oslo çok değerli olmasının yanında turistik yerleriyle ve kentin etrafından çok ayrılamasam da harika doğasıyla beni etkiledi. Bir sonraki gelişim olursa, kestirim edilenden çok daha büyük Norveç coğrafyasını daha fazla keşfetmek isterim, lakin Oslo da pek tatmin ediciydi. 20. yüzyılın başlarına dek Danimarka Krallığının bir kesimi olan Norveç, enteresan bir bağımsızlık hikayesine sahip bence. Danimarka’dan ayrılıp kendi ayakları üzerinde durma kararı alındığında yeni ülkenin birinci hükümdarı olması için kraliyet deneyimi olan birini seçmeyi düşünmüşler ve bağımsızlıklarını daha yeni aldıkları Danimarka’dan bir kral ithal etmişler. 2.…

Son güncelleme tarihi: 16 Şubat 2020Baltık ülkeleri olarak da bilinen Litvanya, Estonya ve Letonya’ya bir seyahat yapmaya karar verdiğimde, bu üçlü Avrupa Birliği bünyesinde görmediğim az sayıda ülke ortasındaydı. Tıpkı vakitte eski Sovyet ülkesi olarak AB’ye girmiş yegane 3 ülkenin neye benzediğini epey merak ediyordum. Seyahat masraflarını en aza indirmek için yaptığım karmaşık plana nazaran birinci (ve de son) durağım olan Litvanya’nın başşehri Vilnius, ne bekleyeceğimden tam emin olamadığım bir yerdi. Zira Litvanya denince basketbol ve Zalgiris’i hatırlayan bendeniz için haliyle Kaunas, Vilnius’tan evvel aklıma gelirdi daima. Artık Vilnius’un da pek görülesi bir yer olduğunu söyleyebildiğime mutluyum açıkçası. Not: 2015’te Litvanya Litası tedavülden kalkmış ve ülke Euro’ya geçen son Baltık…

Son güncelleme tarihi: 25 Ağustos 20192019 Haziran’da gitmek üzere planlarını çok evvelden yaptığım Baltık seyahatim için 2 yıl ortadan, yani Polonya’dan aldığım vizeden sonra birinci kere bir Schengen Vizesi almam gerektiğinde giriş çıkışı yapacağım Litvanya’dan vize başvurusu yapmaya yeniden birkaç ay öncesinde karar vermiştim. Bu emelle Litvanya Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçiliğine şahsen müracaat yaptım. Aracı firmaya para yedirmeden, biraz uğraştırsa da sonunda istediğim formda olumlu sonuç alabildim. Bu yazımda sizlere süreci anlatmak, birtakım küçük ayrıntıları aktarmak istiyorum. Bilindiği üzere, birçok öteki Schengen ülkesi üzere Litvanya da aracı kurum VFS ile çalışıyor. Fakat şahsen büyükelçiliğe müracaat yapmak, 20 küsur Euro’luk “servis” fiyatını ödememek de mümkün. Litvanya VFS’yi zarurî tutmuyor Schengen müracaatları için.…

Son güncelleme tarihi: 15 Nisan 2019Hatırı sayılır ölçüde Balkan ülkesi görme fırsatınız olduğunuzda, coğrafyada gitmediğiniz ülke ve kentlerle ilgili birtakım varsayımlar yürütebilme bahtınız olabiliyor. Daha evvelden gittiğim Balkan başkentlerini büyüklük ve görülecek yer sayısına nazaran karşılaştırdığımda, büyük kısmının 2 günde gezilebilecek yerler olduğunu anlamıştım. Bu nedenle iş yerimden müsaade almadan, yalnızca haftasonu için bir kente gidip geri dönme planları yapmaya başladım. Arnavutluk’un başşehri Tiran, bu formda ziyaret ettiğim birinci kent oldu. Tahminlerimde de yanılmamışım, 2 gün ziyadesiyle yetti ve bu mühlet içinde hayli keyifli vakit geçirebildim. Tiran’a nasıl gidilir Türkiye’ye yakınlığından ötürü Tiran, epeyce rahat gidilebilecek bir pozisyonda. Tertipli uçuşlar 2 saatten biraz kısa bir müddette sizi İstanbul’dan Tiran’a ulaştırıyor.…

Son güncelleme tarihi: 6 Mart 2024Kendimi ne kadar daima gezip yeni ülkeleri görmeye programlamış olursam olayım, bir işveren ya da “digital nomad” olmadığım sürece gezisiz geçecek boşluklarım olacak. Şu anda tam olarak o denli bir vakitten geçiyorum. Benim durumumda olan çok insan olduğundan da eminim. Ben bu türlü vakitlerde neler yapıyorum, bunu merak eden olmayabilir lakin birkaç ay yazı yazacak yeni materyalim olmayacağından ortaya bu türlü bir yazı sıkıştırmak istedim. Hani dini bütün şahıslar başlarını yastığa koyduklarında kendilerine “bugün Allah için ne yaptın” sorusunu sorarlarmış ya, ben de “bugün ilerideki seyahatlerin için ne yaptın” sorusunu kendime sormakla yükümlüymüşüm üzere hissediyorum. Bu yazıda boş vakitlerimde ilerideki potansiyel seyahatlerim için neler yaptığımı…

Son güncelleme tarihi: 27 Ocak 2019Belgrad’a dair birinci söyleyeceğim, burasının ne kadar canlı ve hareketli bir yer olduğu olacak. Ben sabah 6’da otobüsten indiğimde ortalıkta vızır vızır tramvaylar, otobüsler ve işine gücüne giden beşerlerle karşılaştım, bilhassa Podgorica üzere meyyit bir kentten sonra beşere çok farklı geldiği kesin. Ve Belgrad kenti, nitekim bu birinci izlenimin hakkını verecek biçimde dolu dolu vakit geçirmemi sağlayacak imkanlar sundu bana. Belgrad, gördüğüm eski Yugoslav ülkeleri içinde Zagreb’i de geride bırakarak en çağdaş kent unvanını aldı diyebilirim (sadece Kosova ve Slovenya’yı görmedim). Geniş caddeler ve hafif Sovyetik usulde meydanlarıyla her köşede görülesi birşeyler bulabiliyorsunuz. Neredeyse her meydanda da değerli bir şahsiyetin heykeli var, meydanlar isimlerini genelde…